Ana içeriğe atla

Avrupa Birliği'nin gizli mimarı olan tahtsız imparator, 99 yaşında öldü

ÖNÜMÜZDEKİ 15 Temmuz günü, I Viyana'daki Kapuçin Kilisesi'nin kapısına atların çektiği, son derece süslü ve birkaç yüz sene öncesinden kalma bir cenaze arabası gelecek.
Arabadan bayraklara sarılmış bir tabut indirilecek, tabutun önüne eli asâlı bir adam geçecek ve asâsı ile kilisenin kapısına üç defa vuracak.




Kapının ardından "İçeriye giriş izni isteyen kimdir?" diye bir ses işitilecek ve asâlı adam "Otto! Allah'ın inayeti ile Avusturya İmparatoru, Macaristan, Bohemya, Dalmaçya, Hırvatistan, Slovenya, Galiçya ve Lodomeria ile Kudüs kralı, Toskana ve Krakov büyük dükü, Lorraine, Salzburg, Stiria, Carni-ola ve Bukowina dükü, Transilvanya büyük prensi, Moravya'nın efendisi, Si-lezya, Modena, Parma, Piacenza, Guastalla, Osviecim ve Zator ile Teschen, Friaul, Dubrovnik ve Zadar markisi, Habsburg, Tirol, Kyburg, Grozia ve Gradisca kontu, Trento ve Brixen prensi, Yukarı ve Aşağı Lusetia ile İstria'nın efendisi, Hohenemez, Feldkirch, Bregenz, Sonnenburg ve daha pekçok yerin kontu, Trieste, Kotor ve Slovenya lordu, Sırbistan'ın büyük voyvodası, vesaire, vesaire, vesaire..." cevabını verecek.

GÜNAHKÂRA GİRİŞ İZNİ
İçeriden bir ses gelecek: "Böyle birini tanımıyoruz!".
Kapının dışında bekleyen eli asâlı adam, birkaç saniye sonra kapıyı yine üç defa vuracak, yine "İçeriye giriş izni isteyen kimdir?" sorusu işitilecek ve bu defa daha kısa bir cevap verilecek: "Otto! Allah'ın inayeti ile Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı".
Kapı yine açılmayacak ve yine aynı cevap verilecek: "Böyle birini tanımıyoruz!".
Kapuçin Kilisesi'nin kapısının dışında bekleyen adam hiç bıkmayacak, elindeki asâyı yine üç defa vuracak ve aynı soru ile karşılaşacak: "İçeriye giriş izni isteyen kimdir?"
Artık başka bir cevap verilecek: "Otto adında günahkâr bir fânî!"
İçeriden bu defa "Girebilir!" sadâsı işitilecek, kapı açılacak ve bayraklara sarılı tabut Kapuçin Kilisesi'nin mihrabının önüne taşınacak.
15 Temmuz günü Viyana'da yapılacak olan merasim işte bu sahne ile başlayacak ve Avrupa'nın en eski hanedanı olan Habsburglar'ın 1922'de ölen son imparatoru Karl'ın hayata 99 yaşında geçen pazartesi günü veda eden reisleri Otto, son uykularını Kapuçin Kilisesi'nde uyuyan atalarının yanına defnedilecek. Ama, kalbi eski bir âdete uyularak definden önce çıkartılacak, üç ayaklı son derece şık bir kristal kavanoza konup Macaristan'a gönderilecek ve Pannonhalma'daki büyük kiliseye gömülecek.



KANUNÎ'NİN BELÂLISI
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yıkılan Habsburg İmparatorluğu'nun sınırları içerisinde bugün Avusturya, Macaristan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Çekoslovakya, Slovenya, Slovakya, Karadağ, Polonya, Romanya, Sırbistan, İtalya ile Ukrayna'nın bir kısmının bulunduğunu düşünecek olursanız, Avrupa'nın bu en eski ailesinin kurduğu imparatorlukların büyüklüğünü daha iyi farkedersiniz.
Kutsal Roma Germen ve ardından gelen Avusturya-Macaristan İmparatorlukları'nın tarihleri boyunca en büyük rakibi biz olduk, yani Osmanlı İmparatorluğu! Kanunî Sultan Süleyman'ın "er veya geç tepelemeyi" hayâl ettiği "gâvur kral", Habsburglar'ın en güçlü imparatorlarından olan Birinci Ferdinand idi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Metaverse arsa dolandırıcılığına aman dikkat!

 Facebook'un  Metaverse işine girmesiyle birlikte tüm dünyada bir Metaverse çılgınlığı yaşanıyor şu sıralar. Metaverse üzerinden arsa/arazi satın almalar, Metaverse coin'leri vs.  Peki daha şimdiden Metaverse üzerinden bir arsa satın almak mantıklı mı? AMAN DİKKAT! metaverse’de bir şey satanların büyük bir çoğunluğu dolandırıcıdır. Kendi ekosistemleri yoktur ya da tutmayacağını bildikleri halde bir şeyler satarlar. Kalan yüzde 1’in de 1-2 tanesi tutar. O da decentraland, sandbox, enjin vs. gibi çok yatırım almış olanlar olabilir. Metaverse dediğiniz şey sanal bir evren. teknolojiye yatırım yapan her firma kendi sanal evrenlerini, sanal dünyasını, sanal alanını kurabilir. yani depolama alanı ve server'ınız varsa onlarca dünya kadar alan oluşturabilirsiniz. gelecekte de facebook, instagram, google, samsung, adidas, nintendo vs. hepsi kendi sanal alanını oluşturabilir. içine girince kiminde oyun oynarsın, kiminde ayakkabı denersin, kiminde çamaşır makinesi alırsın. içine de ...

Geleneksel bir gazetecinin Snapchat’le imtihanı

Beni yakından tanıyanlar bilir; haber alma konusunda acayip muhafazakâr biriydim; yani illa medyum gazete, televizyon olacak. Muhabirken de televizyona geçme tekliflerinin reddettim ve hep dergi, gazete gibi basılı mecralarda çalıştım. Yıllar yılları kovaladı. Kızı doğurmuşum, beşiğinde sallıyorum telefonum çaldı; benim gibi aşağı yukarı aynı zamanlarda anne olan gazeteci arkadaşım arıyordu:  “Ya Ayten Facebook diye bir platform var, uzun uzun vakti olmayan için birebir. İki dakika girip çıkıyorsun. Millet orada fotoğraf falan paylaşıyor. Çok eğlenceli. Sen de girsene.” Fikir kafama yattı çünkü daha kırkı çıkmamış bebeğin kırkına merdiven dayamış, ömrü okumakla geçmiş annesi olarak ne kitap okuyabiliyordum ne de film izleyebiliyordum; ara ara kızım uykudayken ben de pert bir şekilde kendimi yatak-yastığa gömmediysem beşer onar dakikalık vakitlerim oluyordu. Oyalanmak kafa dağıtmak için iyi olabilirdi ve 2007’de bir Facebook hesabım oldu, hâlâ da hesap açık. (Bura...

Ara Güler'i Konu Alan 'İstanbul'un Gözü' Belgeseline Amerika'da 'En İyinin İyisi' Ödülü

Ara  Güler hakkında hazırlanan belgesel film " İstanbul 'un Gözü", dünya prömiyerinin  yapıldığı Washington DC Bağımsız Film Festivali'nde tüm yapımlar arasında "en  iyinin iyisi" ödülünü kazandı. Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği ile Washington Türk-Amerikan  Derneğinin (ATA-DC) sponsorluğunda Washington DC Bağımsız Film Festivali  kapsamında pazar günü ilk kez gösterilen filmin yapımcısı Ümran Safter,  düzenlenen ödül töreninden sonra AA muhabirine konuştu. Safter, "Festivalde aslında çok iyi filmler yarışıyordu. En iyinin  iyisi bizim için biraz sürpriz oldu. Çok sevindim" dedi Dünya çapında tanınan ve bugüne kadar 1 milyondan fazla fotoğraf çeken  Ara Güler'in 60 yılı aşan kariyerine ışık tutan filmi başka festivallerde de  göstermek istediklerini belirten Safter, kasım ayında filmi tamamladıktan sonra  birçok festivale başvurduklarını ve ilk olarak Washington DC Bağımsız Film  Festivali tarafından kabul edildikle...