Ana içeriğe atla

Bombalı terörü bize kim öğretmişti bilir misiniz? Belçikalılar!




Terör dün de Brüksel’i vurdu, kan gövdeyi götürdü. Bu yazıyı yazdığım sırada ölü sayısı otuzu geçmişti...
İnsan hayatına kasteden, özellikle de masumları hedef alan saldırıların hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini ve mutlaka lânetlenmesi gerektiğini söylememe lüzum bile yok...
Ama terörün bu iğrenç ötesi hüviyetinin bazı gerçeklerin, özellikle de geçmişte yaşanmış fakat şimdilerde unutulmuş bazı hakikatlerin hatırlanmasına engel olmaması da lâzımdır...
Dolayısı ile bu yazımı bu şekilde mütalâa edin, yani “Oh olsun Belçikalılar’a!”gibisinden sapıkça bir düşünce ile değil, bombalı terör konusunda bizi çok yakından alâkadar eden geçmişteki bir hadiseyi hatırlatmak maksadıyla kaleme aldığımı düşünün...

26 KİŞİ CANINDAN OLDU
Biz, ilk bombalı terör eylemi ile, daha doğrusu eylemde bombalı araba kullanılması şeklindeki kalleşçe bir saldırı ile Belçika vasıtasıyla tanışmıştık! Türkiye’nin yaşadığı ilk bombalı terör İstanbul’da, 1905’in 21 Temmuz’unda sahnelenmiş, o gün patlayan bomba 26 masumun hayatına malolmuştu.
Saldırının hedefi zamanın hükümdarı Sultan Abdülhamid, plânlayanlar Ermeni komitacılar ama bombayı imal edip yerleştiren, daha doğrusu saldırının taşeronluğunu yapan da Charles-Edouard Joris isminde Belçikalı bir anarşistti.
Günlerden cuma idi, zamanın hükümdarı Abdülhamid, Yıldız Camii’ne “cuma selâmlığına”, yani cuma namazına gitmişti. Caminin yanıbaşına bırakılan bir faytona yerleştirilmiş olan saatli bomba namazdan hemen sonra, hükümdarın geçmesine birkaç dakika kala patladı. Sultan Abdülhamid namaz çıkışında Şeyhülislâm ile ayaküstü konuşmaya dalması sayesinde saldırıdan yara bile almadan kurtuldu, kendi arabasına bindi, dizginleri eline aldı, saraya döndü ama patlamada 26 kişi ölmüş, 58 kişi yaralanmış ve 20 kadar at da telef olmuştu.
Hemen başlayan tahkikat hem hadisenin sorumlularını ortaya çıkarttı, hem de İstanbul’un nasıl büyük bir tehlikeden son anda kurtulmuş olduğunu gösterdi: İşin gerisinde Ermeni komitacılar ile Belçikalı bir taşeron vardı. Yıldız’a yerleştirdiği bombada seksen kilo “melinite” ile yirmi kilo demir, çelik ve çivi kullanmıştı ve Abdülhamid’in katledilmesinden sonra Bâbıâli’yi, Tünel’i, Galata Köprüsü’nü ve Osmanlı Bankası’nı uçuracak; elçilikler ile önde gelen resmi daireleri de yerle bir edeceklerdi.
İstanbul’da hemen bir tutuklama furyası başladı. Avrupa’dan gelen teröristlerin hemen tamamı Türkiye’den yabancı bandıralı gemilerle çoktan ayrılmışlardı ama Joris ile birkaç adamı hâlâ şehirdeydi ve yakalandılar.

BRÜKSEL BASTIRDI, BIRAKTIK!
Teröristlerin mahkemeye çıkartılacaklarının açıklanmasından sonra Bâbıâli ve saray önce Belçika’nın, daha sonra da diğer Avrupalı memleketlerin İstanbul’daki büyükelçilerinin baskınına uğradı. “Joris sivildir, onu yargılayacak hâkimlerin de sivil olması ve aralarında askerlerin bulunmaması gerekir” dediler; sorgulama başlar başlamaz Belçika büyükelçisi yeniden bastırdı, Joris’in ifadesi alınırken yanında bulunmayı başardı, “vatandaşının haklarının ihlâl edildiğini”söyledi ve her gün başka bir mesele çıkardı.
Derken, sadece sivil hâkimlerin yeraldığı bir mahkeme kuruldu, teröristler yargılandılar, Joris idama mahkûm edildi ama başta Belçika olmak üzere bütün Avrupa bu defa “Asamazsınız!” diye tutturdu. Zayıf ve çaresiz olan Bâbıâlî baskılara karşı koyamadı ve Joris serbest bırakılıp Avrupa’ya gönderildi! Kamuoyunu yatıştırmak için de “Kan dökmekten hoşlanmayan padişahımız efendimiz, canına kasteden katili bile affetme yüceliğini gösterdi” meâlinde kısa bir resmi bildiri yayınladı.
YAZININ DEVAMI İÇİN 
HABERTÜRK MURAT BARDAKÇI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Metaverse arsa dolandırıcılığına aman dikkat!

 Facebook'un  Metaverse işine girmesiyle birlikte tüm dünyada bir Metaverse çılgınlığı yaşanıyor şu sıralar. Metaverse üzerinden arsa/arazi satın almalar, Metaverse coin'leri vs.  Peki daha şimdiden Metaverse üzerinden bir arsa satın almak mantıklı mı? AMAN DİKKAT! metaverse’de bir şey satanların büyük bir çoğunluğu dolandırıcıdır. Kendi ekosistemleri yoktur ya da tutmayacağını bildikleri halde bir şeyler satarlar. Kalan yüzde 1’in de 1-2 tanesi tutar. O da decentraland, sandbox, enjin vs. gibi çok yatırım almış olanlar olabilir. Metaverse dediğiniz şey sanal bir evren. teknolojiye yatırım yapan her firma kendi sanal evrenlerini, sanal dünyasını, sanal alanını kurabilir. yani depolama alanı ve server'ınız varsa onlarca dünya kadar alan oluşturabilirsiniz. gelecekte de facebook, instagram, google, samsung, adidas, nintendo vs. hepsi kendi sanal alanını oluşturabilir. içine girince kiminde oyun oynarsın, kiminde ayakkabı denersin, kiminde çamaşır makinesi alırsın. içine de ...

Geleneksel bir gazetecinin Snapchat’le imtihanı

Beni yakından tanıyanlar bilir; haber alma konusunda acayip muhafazakâr biriydim; yani illa medyum gazete, televizyon olacak. Muhabirken de televizyona geçme tekliflerinin reddettim ve hep dergi, gazete gibi basılı mecralarda çalıştım. Yıllar yılları kovaladı. Kızı doğurmuşum, beşiğinde sallıyorum telefonum çaldı; benim gibi aşağı yukarı aynı zamanlarda anne olan gazeteci arkadaşım arıyordu:  “Ya Ayten Facebook diye bir platform var, uzun uzun vakti olmayan için birebir. İki dakika girip çıkıyorsun. Millet orada fotoğraf falan paylaşıyor. Çok eğlenceli. Sen de girsene.” Fikir kafama yattı çünkü daha kırkı çıkmamış bebeğin kırkına merdiven dayamış, ömrü okumakla geçmiş annesi olarak ne kitap okuyabiliyordum ne de film izleyebiliyordum; ara ara kızım uykudayken ben de pert bir şekilde kendimi yatak-yastığa gömmediysem beşer onar dakikalık vakitlerim oluyordu. Oyalanmak kafa dağıtmak için iyi olabilirdi ve 2007’de bir Facebook hesabım oldu, hâlâ da hesap açık. (Bura...

Central Park'ı Mega Bir Yapıya Dönüştürmeyi Hedefleyen Muhteşem Proje Teklifi

Yitan Sun ve Jianshi Wu ismindeki iki tasarımcı, Central Park'ın altındaki ana kayayı kazarak, parkı içine daha fazla insanı alabilecek hale getirmek istiyor.  eVolo'nun her yıl düzenlediği gökdelen yarışmasında birinci olan tasarımcıların proje teklifinde şöyle yazıyor: "Hedef, arazi ve mimari arasındaki geleneksel ilişkiyi, işgal edilebilir yerlerin doğayla direkt olarak bağlantılı olmasını sağlayacak biçimde tersine çevirmek. Etrafındaki yüksek derecede yansıtıcı cam kaplama sayesinde, parkın içindeki manzara bir sonsuzluk illüzyonu yaratarak fiziksel sınırların ötesine uzanabilir. New York şehrinin kalbinde, yeni bir ufuk doğuyor." Haberin Tamamı İçin:  http://www.boredpanda.com/central-park-g... "3 km²'lik bir alana yayılan şehir parkı Central Park, New Yorklulara yoğun kent hayatından uzaklaşma fırsatını sunuyor. Ancak, nüfusun yalnızca bir kısmı bunun tadını çıkarabiliyor." Parkı daha fazla insan için kullanışlı hale getirmek isteyen ...